Ana Sayfa / KADIN / İHD Mersin Şubesinden cezaevlerine ilişkin önemli açıklama: Mahpusların Tahliyelerini Engelleyen İdare ve Gözlem Kurulları İptal Edilsin!

İHD Mersin Şubesinden cezaevlerine ilişkin önemli açıklama: Mahpusların Tahliyelerini Engelleyen İdare ve Gözlem Kurulları İptal Edilsin!

İHD Mersin Şubesi cezaevleri ve infaz yakılmayla ilgili dernek binasında basın açıklaması yaparak, mağduriyetlerin giderilmesini istedi.

Dernek binasında yapılan açıklamaya YSP Mersin Milletvekilli Ali Bozan ile HDP il eşbaşkanları da katılırken, basın açıklamasını okuyan İHD Mersin Şubesi hapishane sözcüsü Berfin Korkmaz, “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 89. Maddesinde yapılan değişiklik ile Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik, 29/12/2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle oluşturulan İdare ve Gözlem Kurulları ile 6 aylık periyotlarda mahpusun iyi halli olup olmadığını değerlendirmektedir. 5275 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iyi hâl değerlendirmesi yapacak olan kurula Cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği Cumhuriyet savcısı başkanlık edeceği kararlaştırılmıştır. Bu kurulda; kurum müdürü, gözlem ve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, bir psikolog ve Psiko-Sosyal yardım servisinde görevli diğer unvandan bir personel, öğretmen, infaz ve koruma baş memuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevlinin yer alacağı da belirtilmiştir” dedi.

“2021 yılı başında uygulanmaya başlanan yönetmelikle oluşturulan bu kurullar hem Anayasaya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. ” diyen Korkmaz, “İHD Genel Merkezi olarak, 12 Aralık 2020 tarihinde Danıştay’a “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik” hakkında yürütmenin durdurulması talebiyle açmış olduğumuz iptal davasında mahkeme tarafından henüz bir karar verilmediğini kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

Derneğimize gözlem kurulu kararlarıyla tahliyeleri engellenen mahpuslar, avukatları ve aileleri tarafından çok yoğun başvurular yapılmaktadır. İHD olarak tespit edebildiğimiz kadarıyla ilgili yönetmeliğin uygulanmaya başlandığı 2021 yılının başından bu yana en az 312 mahpusun tahliyesi birden fazla kez 6’şar ay ve 3’er aylık periyotlarla engellenmiş hatta bu mahpus grubunu içerisinde bulunan bazı mahpusların tahliyeleri engellenmeye devam edilmektedir. Yine tespit edebildiğimiz kadarıyla bu mahpuslardan 48’i bir veya birkaç kez infaz uzatma kararı akabinde tahliye edilmiştir. Yine tahliyesi engellenen mahpusların 88’inin hasta mahpus listemizde olduğunu 42’sinin ise hapishanede kalamayacak deredece ağır hasta statüsünde olduğunu vurgulamak isteriz. Yönetmeliğin uygulanmaya başladığı yıl ilk tahliyesi engellenen ağır hasta mahpuslardan olan Hayrettin Yılmaz ne yazık ki hastalıkları sebebiyle hapishanede yaşamını yitirmiştir.” diye konuştu.

Korkmaz, şöyle devam etti; “Bu yönetmelik doğrultusunda kurulan kurullar, kendilerini mahkeme yerine koyarak mahpuslar hakkında iyi halli olup olmadıklarına dair değerlendirmede bulunmakta, mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanmayacaklarına karar vermektedirler. İçlerinde yalnızca hapishane savcısı dışında hukukçu kimsenin olmadığı, mahpusların tahliye edilip edilmeyeceğine karar veren ve paralel bir mahkeme gibi hareket eden bu kurullar hukuki değildir. Çoğu mahpus hakkında tahliye tarihlerine kadar iyi halli iken tahliye tarihinden hemen önce yapılan değerlendirmede “iyi halli değildir” şeklinde karar verilerek, kişi özgürlüğü ve güvenliğini doğrudan etkileyen “iyi halli” kavramı bu haliyle hapishane yetkililerinin keyfi kararlarına bırakılmış durumdadır. Mahpusların kendileri ve avukatları tarafından bu kararlara yapılan itirazlar da sonuç vermemekte, mahpusların tahliyeleri uzun zamana yayılmaktadır. İdare ve Gözlem Kurullarında görev alanlara yönetmelik gereği her toplantıda “huzur hakkı” ödendiği için, yönetmelik değişikliğiyle beraber özellikle siyasi mahpusların tahliyelerinin aylarca hatta yıllarca önlenmesinin nedenlerinden birinin de “ekonomik fayda” olduğu şüphesi uyandırmaktadır.

Ayrıca İdare ve Gözlem Kurulunun mahpuslarla ilgili değerlendirmelerde, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce aldıkları disiplin cezalarını da gerekçe göstererek iyi olmadıklarına karar vermesi “geçmişe yürüme yasağı” ilkesine aykırıdır. TCK’nın 7/1-2. maddesi suçun işlendiği tarihin esas alınması gerektiğini belirtmektedir. Anayasa’nın 38. maddesi gereğince, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren aleyhe hükümler sanık hakkında uygulanamaz. Anayasa Mahkemesi yasaların geçmişe uygulanmaması ile ilgili olarak bir kararında, “Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuk güvenliği, kural olarak yasaların geriye yürütülmemesini gerekli kılar. Bu nedenle ‘Kanunların geriye yürümezliği ilkesi’ uyarınca yasalar yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki hukuki durumlara uygulanabileceklerinden, sonradan çıkan bir yasa, yürürlüğe girdiği tarihten önceki olaylara uygulanmaz” gerekçesine yer vermiştir. Yapılan İdari ve Gözlem Kurulu uygulaması ile olağanüstü dönemlerde bile karşılaşmadığımız şekilde mahpuslar için doğrudan kanunlar geriye yürütülmektedir.”

“İdare ve Gözlem kurulları mahpusların iyi halli olup olmadığına karar verirken soyut ve sübjektif yorumlarda bulunmakta, siyasi mahpuslardan pişman olduklarına dair beyan istemektedirler. ifadesini kullanan Korkmaz, “Bu kararlardan kaynaklı olarak yüzlerce politik mahpus denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakılmaktadır. Örneğin bir mahpusa kurul görevlileri tarafından yöneltilen politik bir soruya cevap vermediği için iyi halli olmadığı yönünde karar verilmiştir. Yine bir mahpus için “hükümlünün genel ve kısmi aramalarda sayımlarda idare ve kurum personelinin çalışmalarına zorluk çıkarmamış olsa da kolaylaştırmaya yönelik gayreti de olmamıştır” denilerek tahliyesi engellenmiştir. Elektik ve suyu tasarruflu kullanıp kullanmamak, kütüphaneden kitap almamak, psikoloğa çıkmamak gibi hukuken geçersiz ve soyut gerekçeler öne sürülerek mahpusların tahliyelerine engel olunmaktadır. Belirtilen bu gerekçelerin hukuk devleti iddiasında bulunan herhangi bir ülkede bir kişiye dışarıda ceza verilmesi imkansızken Türkiye’de mahpuslar açısından cezalandırma gerekçesi yapılabiliyor. Asıl olarak siyasi mahpuslar açısından bu kurullar mahpuslara pişmanlık dayatmaktadır ve mahpuslar kendisini mahkeme yerine koyan kurullar tarafından özgürlükleri ellerinden alınmaktadır.

Mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, umut hakkını ortadan kaldırmakta ve hem mahpusları hem de ailelerini olumsuz etkilemektedir. İnsan Hakları Derneği olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz.” sözlerini kullandı.

PAYLAŞIN
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Hakkında haber news24

Tekrar kontrol edin

Perihan Koca: Tarım Şirketlerinin Denetlenmeleri ve Kısıtlanmaları Gerekiyor

Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüler Kurulu üyesi ve DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca meclis genel ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir