Ana Sayfa / Manşet / Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kürt sorununu çözdük, bu konuyu halen istismar edenlerin maskesini düşüreceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kürt sorununu çözdük, bu konuyu halen istismar edenlerin maskesini düşüreceğiz

 TBMM’nin açılış töreninde bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemdeki “Kürt sorunu” söylemlerine karşılık olarak, “Kürt sorununu çözdük, bu konuyu halen istismar edenlerin maskesini düşüreceğiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tbmm‘nin 27’nci dönem 5’inci yasama yılı açılış programına katıldı. Konuşmasında yeni anayasa çalışmalarından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Meclisimizin, mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa, milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde “Kürt sorununa çözüm” tartışmaları üzerine olan söylemlerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adına ‘Kürt sorunu’ denilen meseleyi, hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük. Bunu hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz.” dedi.

“Malazgirt Zaferi’nden beri bu topraklardaki varlığımızın sürmesi için emek veren şehitlerimizi, gazilerimi rahmetle anıyorum. Meclis’imiz iki defa gazilik unvanı ile müşerref olmuştur. 15 Temmuz’da Meclisimiz kirli ellerin bu kutlu çatıya değmesine izin vermemiştir. Her biri diğerinden daha yoğun geçen yasama yıllarında ülkelerine hizmet eden vekillerimizin gayretleri hürmetle tarihe kaydedilmiştir.

30 yıldır işgal altında olan Azerbaycan toprakları ve Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuştu. İnşallah önümüzdeki haftalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizle yeniden bir araya geleceğiz. İşgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren bir ülkeye ve Türkiye’ye buram buram kin kokan tutumları asla unutmayacağız. Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizi korurken Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm kapsamındaki çalışmalarına destek olduk. Her yere alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gere gere gidiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız Türk Evi, tarihteki yerini almıştır. Çok sayıda misafirimizin katılımıyla hizmete giren Türk Evimiz, tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir. Türkiye’nin bölgeye olan bağını koparmaya çalışmak kimsenin haddi de, hakkı da değildir. Suriye krizi karşısında uluslararası toplumun ne kadar aciz olduğunu hep birlikte gördük. Türkiye, tek başına 4 milyon mazluma kollarını açarken insanlıktan uzak davranışlar sergileyenler oldu. Ellerinde ne varsa alınıp, işkence edilen insanlarla karşılaşıyoruz. Bu insanlık dışı tutumun sahipleri BM kararlarını da çiğnemektedir. Akdeniz’in karanlık sularında her yıl ne kadar insanın hayatını kaybettiğinin istatistiği tutulamıyor.

DEAŞ bahanesi ile bölgenin altını üstüne getirenlerin hiçbiri de bu örgüt ile fiilen mücadele etmemiştir. Sadece Türkiye DEAŞ denen karanlık örgüt ile sahada karşı karşıya gelmiş, şişirilen balonu patlatmıştır.”

Artık siyasi olmaktan çıkıp milli hedefler haline dönen vizyonu TBMM’den başlayarak ülkemizin tüm fertleriyle sahiplenmeliyiz. Hiç birimiz için başka Türkiye, vatan, devlet, gelecek yok. Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz, parçalanarak güçlenemeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz.

Ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejimizi değiştirmektir. Sınırlarımızın dibinde bir veya bir kaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük. Diyarbakır’daki vatandaşlarımıza söz verdiğimiz şekilde ret, inkar politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Diyarbakır Anneleri’nin şanlı direnişleri ile terör örgütünü tir tir titrettikleri bir dönemi başlattık.

Ekonominin sorumluluğu da bize aittir. Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz. İşsizlik küresel sorun olarak varlığını devam ettirirken pek çok ülkede borçluluk oranları tarihi seviyelere ulaştı. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar ciddi bir yönetim krizi içindeler. Böylesine kritik bir dönemde iktidar ve muhalefet ile bazı hakikatleri açık yüreklilikle ortaya koymak zorundayız. Bu salgının Türkiye’de çıkmadığı, ülkemizin dünyanın maruz kaldığı krizin etkilerine maruz kaldığını kabul etmemiz gerekiyor.

Son 8 yılda yaşadığımız teker teker her olumlu ve olumsuz sürecin ekonomiye de yansımaları olmuştur. Salgınla da böyle bir süreçte karşı karşıya kaldık. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İhtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya devam edeceğiz. Geçen seneyi büyüme ile kapattık. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında salgın öncesi dönemine göre istihdamını arttıran sayılı ülkelerden bir tanesi…

Enflasyon sorununu göz ardı etmiyoruz. Türkiye enflasyon ile ilk defa karşılaşan bir ülke değil. Makroekonomik ve yapısal düzenlemelerle enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Gıda tarafında gerek kuraklık, gerek girdi maliyetlerin etkisini azaltacak tedbirler alıyoruz. Bunlardan biri de fahiş fiyatlara karşı erken uyarı sistemidir. Rekabeti bozan, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan, fiyatları keyfiyetlerine göre belirleyenlerin üzerine de kararlılıkla gideceğiz.”

PAYLAŞIN
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Hakkında haber news24

Tekrar kontrol edin

GÜNDEM Türkiye BM çalışanları: Yoksulluk sınırında yaşıyoruz, sesimizi duyun

Türkiye BM çalışanları, yoksulluk sınırında yaşadıklarını vurgulayarak diğer ülke çalışanlarından daha az maaş aldıklarını söyledi. ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir