Mersin’de DEM Partinin yürüyüşünde polis ile partililer arasında Abdullah Öcalan posteri nedeniyle gerginlik yaşandı.
DEM Parti Umut hakkıyla ilgili Akdeniz ilçesinde Şevketsümer Mahallesinde Barış Parkı önünden DEM Parti Akdeniz ilçe binasına kadar yürüyüş yapmak istedi ancak polis Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı gerekçesiyle yürüyüşe izin vermedi.
Saatlerce süren müzakerelerin ardından polis herhangi bir pankart ve poster açılmaması şartıyla yürüyüşe izin verdi.
Yürüyüş esnasında zaman zaman polis ile partililer arasında gerginlik yaşandı.
Yürüyüş basın mensuplarının fotoğraf makineleri ile cep telefonları zarar gördü. Gazeteciler bunun üzerine polise tepki gösterdiler.
Yürüyüş sonrası partililer Umut hakkıyla ilgili açıklama yaptılar.
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da şunları söyledi: “Çukurova’da bulunan bütün Kürdistan halkları hepiniz hoş geldiniz. Bir damla kuru yer kalmadı üstünüzde bu terimiz Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için. Önder Öcalan dün avukatları ile bir görüşme yaptı ve Çukurova ile Kürdistan halklarına bir mesaj gönderdi. Bu mücadelede direnen, gönül veren herkese selam ve sevgilerini iletti. Onurlu anneler, değerli arkadaşlar Önder Öcalan’ın özgürlüğü için bugün yürüdük. Wan’dan Amed’e Çukurova’ya Mersin’e kadar bütün Türkiye’de yürüyeceğiz. Bir süreçteyiz. Kürt halkı, Önderi Abdullah Öcalan’ın inisiyatifi ve öncülüğünde yürüyor. Kendi memleketimizde özgürlük, eşitlik, onurlu bir barışı öne çıkarmak istiyoruz. Önder Öcalan, annelerimiz, halklarımız büyük bir fedakarlık yapıyor. Barışın kapılarını açmak istiyoruz.
ÖZGÜRLÜK İÇİN YÜRÜYORUZ
Artık bu savaş son bulsun diyoruz. Ciğerleri yanan annelerimiz ‘Biz barış ve özgürlük istiyoruz’ diyor. Barış da özgürlüğümüz de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile bağlantılıdır. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) biran önce Sayın Öcalan ve 4 bin ağırlaştırılmış tutsağı bırakın diyor. Mevcut kanunlara göre bir an önce Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Bugün iktidar bir yandan Sayın Öcalan ve 4 bin tutsağın özgürlüğü önünde engel çıkarmak istiyor bir yandan da bu sürecin çözüm ve kardeşlik süreci olduğunu söylüyor. Kürt halkı her yerde ‘barışın tarafıysanız, barış istiyorsanız önce kanunlarınızı uygulayın’ diyor. Kanunlar artık ‘Önder Öcalan özgür’ olmalı diyor. Yüz yıldır bu sistem, yasalarını ayaklar altına alıyor. Bu devlet kendi yasalarını ayaklar altına alırsa bu ülkeye barış gelmez. Şimdiye kadar Sayın Öcalan tek taraflı büyük bir emekle süreci bu aşamaya getirdi. Kürt halkı büyük bir fedakarlık ile süreci bu aşamaya getirdi. Önder Öcalan bugün gönderdiği mesajda ‘Kürt halkının hakları yasal olarak kabul edilmez ise çözüm olmaz’ diyor. Devlet Kürt halkının haklarını Anayasa’da kabul etmeli. Kanunlar, yasalar uygulanmalı. Biran önce Önder Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Bunun için yürüyoruz. Dün yürüdük, şimdi yürüyoruz ve yarın da yürüyeceğiz. Kürt halkının hakları sağlanana kadar, adalet gelene kadar yürüyeceğiz. Bu yürüyüş yüz yılda sürse yürüyeceğiz.”
‘PROVOKASYONU MERSİN’DE GÖRDÜK’
Eline Abdullah Öcalan’ın posterini alan Bayındır, “Öncelikle Önder Öcalan’ın özgürlüğü koşulsuz sağlanmalı. Erdoğan dün ‘bu süreç provokasyonlara açık bir süreç’ dedi doğrudur. Bu süreç provokasyonlara açık, bugün bu provokasyonu Mersin’de gördük. Bizi iyi dinleyin bugün bu yürüyüşü Mersin emniyet müdürüne hayırlı olsun demek içim yapmadık. Biz bugün Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüdük. Kendinizi savcı ve hâkim yerine koymayın. Burada binlerce polis kendini savcı, hâkim yerine koyuyor, haddinizi bilin. Bu sürecin tarafları var. Biri devlet biride Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’dır. Bunu iyi bilin. Bilinsin ki biz sadece bugün değil 50 yıl önce de yürüyorduk. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmadan, Kürtlerin statüsü tanınmazsa, yasalar değişmezse yüzyıl daha yürüyeceğiz. Yüzyıl daha direneceğiz. Kürdistan’da Çukurova’da dünyanın her yerinde haklarınız için direnmeye devam edeceğiz” dedi.