Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Dairesi Başkanı olduğu dönemde gözaltına alınan, yandaş basın tarafından aylarca hedef gösterilen ve hakkında terör örgütü üyeliği iddiasıyla dava açılan Bedrettin Gündeş yargılandığı davada beraat etti.
Mersin siyaset, iş ve yerel yönetimler dünyasının tanınmış isimlerinden Bedrettin Gündeş, Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Dairesi Başkanı olduğu dönemde evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. O dönemde yandaş basında, belediye meclisinde hedef gösterilen, iftira ve hakarete uğrayan Bedrettin Gündeş hakkındaki iftiraların temelsiz olduğu mahkeme kararıyla bir kez daha tescil edildi.
Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya bakan mahkeme heyeti, Bedrettin Gündeş’in silahlı terör örgütüne üyelik davasından beraatine karar verdi.
Avukatları Hamit Mert Avcı ve Bilgin Yeşilboğaz ile birlikte karar duruşmasına katılan Bedrettin Gündeş, duruşma sonunda yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hayat bazen insanı, kendi gerçeğiyle sınar. Kimi zaman suskunluğumuz bile suç sayılır, duruşumuz tehlikeye eşdeğer görülür. Ama insan, eğer inancını ve vicdanını yitirmemişse, her karanlığın ardında bir aydınlık, her iftiranın ötesinde bir hakikat olduğunu bilir.
Bugün, uzun ve yıpratıcı bir sürecin sonunda beraat ettim. Bu sadece bir mahkeme kararından ibaret değil. Bu, iftiranın karşısında susmayan hakikatin, zalimliğin karşısında eğilmeyen onurun, adaletin geç de olsa yerini bulduğunun ilanıdır.
Beni terörle, şiddetle, karanlıkla ilişkilendirmeye çalışanlar; sadece kişiliğimi değil, var oluşumun temelini yargılamaya kalktılar. Oysa ben, her zaman barışın, adaletin, insan haklarının ve birlikte yaşamanın savunucusu oldum. Bu uğurda sustum, yutkundum, ama asla boyun eğmedim.
Bugün mahkeme salonunda çıkan beraat kararı, sadece benim değil; susturulmaya çalışılan onca insanın, karalanan nice iyi niyetin ve kirli senaryolarla yitirilen masumiyetlerin de zaferidir.
Adalet, geç kaldığında bile kıymetlidir. Bu karar, zalimin değil mazlumun; yalanın değil gerçeğin, korkunun değil cesaretin yanında durduğunun belgesidir. Ve ben, bu belgeyi sadece kendim için değil, adalete inanan herkes adına gururla taşıyor.”